21:15
22 Eylül 2024
Akuzman Havuz’dan Güvenli, Kaliteli ve Tecrübeyle Şekillenen Estetik ve Nitelikli Havuz Projeleri
Yazar: Eda GEDİKOĞLU
22 Apr 2025
“Milli yüzücü geçmişinden havuz sektörüne uzanan bir yolculuk… Fuat Akuzman, kullanıcı deneyimiyle harmanladığı teknik bilgisini “sağlıklı havuz, temiz su” vizyonuyla buluşturdu.
Akuzman Havuz’dan Güvenli, Kaliteli ve Tecrübeyle Şekillenen Estetik ve Nitelikli Havuz Projeleri“Milli yüzücü geçmişinden havuz sektörüne uzanan bir yolculuk... Fuat Akuzman, kullanıcı deneyimiyle harmanladığı teknik bilgisini “sağlıklı havuz, temiz su” vizyonuyla buluşturdu. 35 yıllık tecrübesiyle Akuzman Havuz, hem sektöre güven inşa ediyor hem de Havuz Akademi ve Back-up Pool gibi girişimleriyle geleceğin sağlıklı havuz standartlarının belirlenmesinde önemli bir rol üstleniyor. Türkiye’de yüzme havuzu sektörünün öncülerinden biri olan Akuzman Havuz, sektördeki 30 yılı aşkın tecrübesiyle kaliteli hizmet anlayışını sürdürüyor. Firmanın kurucusu Fuat Akuzman ile gerçekleştirdiğimiz bu röportajda, sektöre adım atış hikayesinden, bugüne kadar gerçekleştirdikleri projelere ve sektörel değerlendirmelerine kadar birçok konuyu konuştuk. Akuzman, sektördeki değişim ve gelişimi aktarırken, geleceğe dair hedeflerini de paylaştı. Akuzman olarak 35 yıllık köklü bir geçmişe sahipsiniz. Bu süre zarfında hem marka olma yolculuğunuzda hem ticari anlamda hem de sektöre sunduğunuz hizmetlerde önemli bir mesafe kat ettiniz. Süreç içerisinde birçok değişim yaşandı, yenilikler eklendi ve mümkün olan en iyi hizmet sunulmaya çalışıldı. Tüm bu birikimi göz önünde bulundurarak, Akuzman’ın kuruluşundan bugüne uzanan 35 yıllık serüvenini birkaç cümleyle özetlemenizi istesek, neler söylersiniz? Sizin de bahsettiğiniz gibi, 35 yıl bizim için gerçekten çok kıymetli bir süreç. Hangi ülkede olursanız olun, bu kadar uzun süre hem ekonomik anlamda hem de güvenilirlik açısından ayakta kalabilmek için, mutlaka bir şeyleri doğru zamanda ve doğru şekilde yapmanız gerekir. Bu da beraberinde müşteri memnuniyetini getiriyor. Biz işe sıfırdan, büyük bir heyecanla başladık. Hep şuna inandım: “Bir kişi her zaman sıfırdan büyüktür.” Bu bakış açısıyla tamamen müşteri memnuniyetini merkeze koyarak, empati kurmaya, kendi beklentilerimi düşünerek müşterilerimize aynı özeni yansıtmaya çalıştım. Sonuç olarak da Allah’a şükür, bugünlere geldik. 35 yıldır sürdürülebilir bir şekilde var olabilmemizi, memnuniyetini dile getirip bizi başkalarına öneren müşterilerimize borçluyuz. Biz hiçbir zaman sadece para kazanma hedefiyle yola çıkmadık; asıl amacımız yaptığımız işi en iyi şekilde yapmaktı. Zaten ortaya koyduğunuz performans ve samimiyet, sonunda size kazancı da beraberinde getiriyor. Ayrıca sadece ticari anlamda değil, sektörle ilgili birçok dernek ve yönetim kurulunda da aktif olarak görev aldım. Dolayısıyla 35 yıl sadece bir iş hayatı değil, aynı zamanda sektörel anlamda da çok dolu ve keyifli geçti benim için. Bugün 35 yılı geride bırakmış olmak bir yandan gurur verici, diğer yandan da çok hızlı geçmiş gibi geliyor. Ama bizi bugün bulunduğumuz noktaya getiren bu birikim, asıl olarak önümüzdeki dönemde taşıdığımız sorumluluğun ne kadar büyük olduğunu da hatırlatıyor. Artık bu güveni daha da ileriye taşımak için çalışıyoruz. Bunun yanında, sizin de az önce belirttiğiniz gibi, Akuzman bünyesinde Havuz Akademi ve Back-up Pool gibi yeni firmalar da kurduk. Bugün geldiğimiz noktada, 35 yıllık güveni sağlayabilmiş olmanın mutluluğunu ve işi hâlâ aynı heyecanla yapmanın keyfini yaşıyorum.
Sektöre girişimde en büyük etken, o dönem yüzme camiasından gelen bu dost eli ve sonrasında yaşadığım farkındalık oldu”
Her şeyde fitili ateşleyen bir başlangıç vardır. Bu sektöre girme kararını nasıl verdiniz? O ilk günkü heyecanları anlatmak ister misiniz? Benim geçmişim aslında yüzme sporuna dayanıyor. Milli takımda 16 yıl görev yaptıktan sonra havuzlara fazlasıyla aşina hale geldim. Fakat o dönemlerde, havuzlara bugünkü bakış açısıyla yaklaşmadığımız için, birçok sorunla karşılaşıyorduk. Şimdi geriye dönüp baktığımda, o yaşadıklarımızın ne anlama geldiğini çok daha iyi anlıyorum. Yaşadığım bu sorunları fark ettikten sonra bu alanda araştırmalara başladım. Asıl fitili ateşleyen ise yüzme camiasından çok sevdiğim bir abim oldu. Kendisi o dönem Henkel’in genel müdürüydü. Türkiye’ye ilk havuz kimyasallarını ithal etmek üzere bir çalışma yapıyordu. Bu çalışmayla ilgili benden bir rapor istedi. Raporun içeriği, İzmir’den Antalya’ya kadar uzanan sahil şeridindeki tüm havuzların sayılarının, bakım şekillerinin ve kullanılan kimyasalların araştırılmasıydı. Bu sürecin sonunda Henkel’in çözüm ortağı olduk ve yalnızca havuz kimyasalları alanında hizmet vermeye başladım. Kimyasal analizler ve kontroller yaparak sektöre adım attım. Sanırım asıl heyecan da burada başladı. Geçmişteki bilinçsiz kullanıcı deneyimimle, edindiğim teknik bilgileri birleştirdim ve dedim ki: “Sağlıklı bir havuzda, temiz bir suda yüzmek gerekiyor.” Zaten pandemi süreciyle birlikte bu konu çok daha fazla önem kazandı. Dolayısıyla bu sektöre girişimde en büyük etken, o dönem yüzme camiasından gelen bu dost eli ve sonrasında yaşadığım farkındalık oldu. Tabii kimyasal işiyle ilerleyebilmek için sistemin nasıl çalıştığını öğrenmek gerekiyordu. Sistemi öğrendikten sonra ise bu işin yapılabilirliğini gördüm ve adım adım büyümeye başladık.
Projelerimizi yürütürken daima empati kurarak hareket ettik”
Prestijli projelerde farklı havuz tipleri ile çözümler sunuyorsunuz. Yüzme havuzu projeleri, inşa edileceği alanın özelliklerine, kullanıcıların kullanım amacına ve iklim koşullarına göre nasıl optimize ediliyor? Evet, burada gerçekten birçok kriter var. Ancak benim için en önemli kriter, müşterilerimin ya da havuz yaptıracak kişilerin görsel anlamda tatmin olması. Estetik olarak tatmin edici bir iş ortaya koyduktan sonra, ikinci önceliğimiz sağlıklı bir su şartlandırması oluyor. Ardından ise bu sistemin sürdürülebilirliği geliyor. Akuzman olarak bugüne kadar çok sayıda projede yer aldık; birçok büyük ve bilinen işe imza attık. Fakat siz bunları söylerken fark ediyorum ki, sanki tüm bunları biz değil de bir başkası yapmış gibi hissediyorum. Bu da bana hâlâ içimizde bir amatör ruhun var olduğunu hatırlatıyor. Belki de bu amatör ruh, işimize olan heyecanımızı ve başarılarımızı besleyen en önemli unsurlardan biri. Kim bilir, belki daha profesyonel bir bakış açısı bize aynı sonucu getirmezdi. Bu projeleri yürütürken daima empati kurarak hareket ettik. Yani işi sadece teknik olarak tamamlamakla yetinmedik; müşteri açısından bakarak, biz onların yerinde olsak ne isterdik, ne bizi mutlu ederdi sorularını hep ön planda tuttuk. Sadece işin kalitesi değil, ekip arkadaşlarımızın müşteriye yaklaşımı, diyalogları, pozitif tavırları da bizim için çok önemliydi. Özellikle bizim sektörümüzde pozitif bir iletişim büyük önem taşıyor. Çünkü karşınızdaki kişi size keyifli bir zaman geçirebilmek için ödeme yapıyor. Eğer bu süreçte mutsuz olursa, bu memnuniyetsizlik çok daha büyük olumsuzluklara yol açabiliyor. Bu nedenle biz her zaman empatiyi esas alarak, kendi beklentilerimizi karşı tarafın da beklentisi gibi görüp buna göre hareket ettik.
Elektrik tasarrufu, suyun geri kazanımı, sağlıklı havuz ortamı ve sürdürülebilirlik bizim verimlilik noktasında dört temel ilkemizi oluşturuyor”
Havuzlar, doğanın en önemli kaynaklarından biri olan suyu temel alıyor ve kullanıyor. Bu noktada kaynak tüketimi ve sürdürülebilirlik de önem taşıyor. Akuzman Havuz olarak projelendirme yaparken kaynak kullanımının yanı sıra enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik için hangi noktalara dikkat ediyorsunuz? Akuzman Havuz olarak enerji verimliliği konusunda yürüttüğünüz AR-GE çalışmaları ve yeni nesil çözümler nelerdir? Akuzman olarak bir üretici firma değiliz. Bu nedenle özellikle ekipman konusunda yapabileceğimiz en önemli şey, üretici firmaları yakından takip etmektir. Bunu da gerek fuarlarda, gerekse yazışmalarla sürdürüyoruz. Bu firmaların geliştirdiği yeni ürün ve teknolojileri öğrenip, bunları ürün gamımıza dahil ediyoruz. Özellikle karbon ayak izinin azaltılması, suyun verimli kullanılması ve sürdürülebilirlik konularında geliştirilen mekanik pompalar, filtrasyon sistemleri ve su yönetim çözümlerini takip ederek, bunları müşterilerimize opsiyonel olarak sunuyoruz. Yeni sistemlerin çalışma prensiplerini detaylıca anlatıyor, onları bilinçli tercihler yapmaları konusunda destekliyoruz. Örneğin, suyun sürdürülebilirliği adına kullanılan filtrasyon sistemlerinde, filtrelerin ters yıkama ile temizlenmesi gerekiyor. Bu işlem sırasında ciddi miktarda su dışarı atılıyor ki bu bizim hiç istemediğimiz bir durum. Bu nedenle, özel ters yıkama sistemleri kurarak bu suyu ön filtreden geçirip yeniden havuza döndürebileceğimiz sistemler geliştiriyoruz. Bu, şu an için ulaşabildiğimiz en verimli çözümlerden biri. Elektrik tüketimi açısından da, yeni teknolojinin sunduğu farklı voltaj ve devirlerde çalışan pompaları tercih ediyoruz. Böylece hem enerji tüketimini azaltıyor hem de maksimum filtrasyon kalitesi elde etmiş oluyoruz. Bu alandaki iki ana lokomotif ürünümüz sayesinde karbon ayak izimizi minimum seviyeye çekerek işlerimizi sürdürüyoruz. Ancak burada unutulmaması gereken bir gerçek var: Bizim işimizde sürdürülebilirliği sağlamak için hâlâ kimyasal kullanmak zorundayız. Bu noktada da daha çevreci çözümler arıyoruz. Örneğin, klor yerine tuzdan klor üretimi yapan sistemler ya da ozon gibi oksidasyon gücü yüksek alternatiflere yöneliyoruz. Ozon, şu anda dünyadaki en güçlü oksidasyon maddelerinden biri ve sağlık açısından oldukça avantajlı. Bu teknolojileri müşterilerimize ısrarla öneriyor, bilinçli bir farkındalık oluşturmak için çaba gösteriyoruz. Özetle, ana başlıklar altında toplarsak: elektrik tasarrufu, suyun geri kazanımı, sağlıklı havuz ortamı ve sürdürülebilirlik bizim bu alandaki dört temel ilkemizi oluşturuyor.
Çocuk havuzlarında güvenlik en önemli unsuru oluşturuyor ve biz projelerimizde kullandığımız özel kaplamalarla güvenliği sağlıyoruz”
Kamusal alanlardan biri de özellikle çocukların çok zaman geçirdiği su oyun alanları ve eğlence havuzlarıdır. Bu alanlarda hijyen ve güvenlik en önemli noktalardan birini oluşturur. Su oyun alanları, sprey parklar, eğlence havuzları ve benzeri alanların projelendirilmesinde ve tasarımında dikkat edilmesi gereken noktalardan bahseder misiniz? Öncelikle havuz oyun parklarıyla ilgili şunu belirtmeliyim: Benim bakış açıma göre, güvenlik, sudaki hijyenden bile daha önemlidir. “İşletmelerin, sürdürülebilir sistemlere yönelmeleri ve bu sistemleri daha az insan gücüyle verimli şekilde işletebilecek çözümlerle hayata geçirmeleri sayesinde hem güvenlik hem de hijyen açısından uzun vadede sağlıklı bir yapı oluşturulabilir” Örneğin, Çeşme’de son olarak Ilıca Otel’in aquapark projesinde bu anlayışı ön planda tuttuk. Özellikle çocukların oyun alanlarında güvenliği artırmak adına tüm havuz yüzeyini tartan benzeri yumuşak bir malzemeyle kapladık. Bu malzeme, Brezilya’dan özel olarak getirildi. Amaç, çocukların oynarken düşmelerini, birbirlerine zarar vermelerini önlemekti. Bu kaplama, havuz zeminini adeta bir yastık gibi yumuşak hale getiriyor. Bugüne kadar bu aquaparkta herhangi bir sakatlanma, çizilme veya olumsuz bir geri dönüş yaşanmadı. Bu da bizim için en büyük kazançtır. Hijyen elbette çok önemli, özellikle bu kadar yoğun kullanıcının olduğu alanlarda kimyasal dengeler çabuk bozulabiliyor. Bu nedenle biz projelendirme aşamasında sürdürülebilir altyapılar kurmaya odaklanıyoruz. Sistemleri kuruyor, devreye alıyoruz. Ancak bu noktadan sonra en önemli sorumluluk işletmelere düşüyor. Çünkü sürdürülebilirlik, bu sistemlerin doğru şekilde kontrol edilmesiyle mümkün oluyor.
İnsanlar artık yüksek yatırımlar yaparak, güvenlik ve sürdürülebilirlik gibi faktörlere daha fazla dikkat eden tesislere yöneliyorlar”
Eğlence havuzları ıslak alanlar, kuru alanlar, kuru havuzlar, jakuziler, hava yastıkları, karşı yüzme sistemleri, sörf alanları, akıntı kanalları, nehir zonları ve sonsuz yüzme alanları gibi çeşitli bölümlerden oluşmaktadır. Bu eğlence alanlarının ziyaretçilerin deneyimlerini nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz? En çok tercih edilen su aktiviteleri ve eğlence konseptleri hangileridir? Öncelikle, müşterilerin ve kullanıcıların seçimleri, teknolojinin gelişmesiyle birlikte büyük bir değişim gösterdi. 5 yıl önce aquaparklar, ıslak alanlar ve vahşi nehirler gibi konular oldukça farklı bir yerdeydi. Ancak pandemi ve teknolojinin etkisiyle birlikte bu süreç, hem sektörümüzü hem de dünyayı çok farklı bir noktaya taşıdı. Bugün, tercihler 5 yıl öncesine kıyasla çok daha farklı bir yönde şekilleniyor. Bu değişikliğin sebebi, pandeminin getirdiği sağlık sorunları ve insanların bu süreçte daha fazla bilinçlenmiş olmaları. Artık insanlar, suyun kimyasal olarak doğru şekilde şartlandırıldığına ve temiz olduğuna daha fazla dikkat ediyor ve bu konuda sorgulamalar yapıyorlar. Bu da yatırımcıları, yeni sistemlere yönelme konusunda zorluyor. Bir diğer önemli tercih sebebi ise güvenlik. Aileler, çocuklarını aquaparklara getirip eğlenceli bir zaman geçirmelerini istiyorlar ve bu süreçte çocukların güvenliği çok önemli. Eğlenceye yönelik yapılan yatırımların, çocukların güvenliğini sağlamak amacıyla çeşitli sistemlerle donatılmış olması tercih ediliyor. Ayrıca, tesislerde çalışan personelin de bu konuda bilinçli olması gerekiyor. Can kurtaranlar ve servis personelinin eğitimli olması, tesislerin güvenliğini sürdürülebilir kılmak adına çok önemli. Bu unsurlar, müşterilerin tercihlerini doğrudan etkiliyor. İnsanlar artık daha yüksek yatırımlar yaparak, güvenlik ve sürdürülebilirlik gibi faktörlere daha fazla dikkat eden tesislere yöneliyorlar.
Otomasyon artık hayatımızın bir parçası haline geldi ve bu dönüşüme ayak uydurmak zorundayız”
Akıllı şehir konsepti ve dijitalleşme ile birlikte süs havuzlarında hangi yenilikler ön plana çıkıyor? Örneğin, IoT veya uzaktan kontrol çözümleriyle nasıl entegrasyon sağlıyorsunuz? Süs havuzlarının şehrin kimliği ve estetiğine katkısı nedir? Şehrin estetiği açısından havuzların çok büyük bir önemi olduğuna inanıyorum. Bugün bir Avrupa şehrine gittiğinizde, çok eskiye dayanan süs havuzlarına rastlayabiliyoruz. Ancak burada dikkat edilmesi gereken asıl konu, bu havuzların sürdürülebilirlik açısından nasıl korunduğudur. Ne yazık ki Türkiye’de, havuzlar şehrin estetiğine büyük katkı sağlasa da, bakımları yapılmadığı takdirde bu havuzlar, estetiğe katkı sağlamaktan çok daha fazla zarar verebiliyor. Yani şehri estetik açıdan güzelleştiren bir havuzun, bakımı yapılmazsa hiçbir anlamı kalmıyor. Bu yüzden bakıma büyük önem vermek gerekiyor. Bu noktada yerel yönetimlerin, özellikle park ve bahçelerle ilgili çok ciddi çalışmalar yapması gerektiğini düşünüyorum. Teknolojik anlamda ise, üreticiler otomasyon sistemlerine uyum sağlamış yeni ürünler sunmaya başladılar. Bugün, telefonunuzdan ya da belki kolunuzdaki akıllı saatten her şeyi kontrol edebiliyorsunuz, havuzunuzu açıp kapatabilir, suyun kimyasal değerlerini takip edebilirsiniz. Bu tür kontrol sistemlerini bizim de hayatımıza entegre etmemiz gerekiyor. Biz de bu teknolojiyi kullanarak insanların yaşam konforunu artırmak adına tüm otomasyon sistemlerini entegre etmeye çalışıyoruz. Aslında şu anda bu bizim en büyük pazarlama aracımız. Müşterilerimize, havuzlarını evlerinden uzaktan kontrol edebileceklerini, suyun sıcaklığını, klor miktarını görebileceklerini ve istedikleri gibi ayarlama yapabileceklerini sunuyoruz. Bu şekilde kendimize farklılık yaratmaya çalışıyoruz. Bugün, otomasyon hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. İstesek de istemesek de, konforu yakalayabilmek için bu sisteme adapte olmamız gerekiyor. Örnek olarak, şu an büyük bir projemizde 83 havuzlu bir apartman dairesinin yönetimini otomasyonla sağlıyoruz. 11 katlı bir apartmanda her balkonda bir havuz bulunuyor ve bu havuzların tümünü tek bir ekrandan izleyebiliyoruz. Suyun pH değeri, klor miktarı, ısısı ve debisini takip edebiliyoruz. Eğer debide bir azalma olursa, bu durum borularda, sistemde veya filtrasyon pompasında bir sorun olabileceğini gösteriyor ve hemen müdahale edilebiliyor. Bu tür otomasyon sistemleriyle ilk kez böyle bir uygulama başlattık. Şu anda başka bir projede de aynı sistemi uyarlamak için görüşmeler yapıyoruz ve üreticiler de bu konuda oldukça olumlu. Otomasyon artık hayatımızın bir parçası haline geldi ve bu dönüşüme ayak uydurmak zorundayız. Saunalarda, iç mekânda yumuşak bir ortam yaratmak için özel ışık oyunları kullanıyoruz. Böylece, dar bir alanı daha geniş bir alan gibi hissedilmesini sağlıyoruz ve sıcaklığın verdiği rahatsızlık hissini ortadan kaldırıyoruz.Sağlıklı, güvenilir ve dayanıklı saunalar için dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir? Dayanıklı saunalar için kaliteli malzeme kullanımı önem taşıyor. Kaliteli malzeme kullanımının yanı sıra uygulama esaslarının öneminden bahseder misiniz? Burada hem görsel hem de kullanım konforu açısından önemli olan hijyen faktörüdür. Ahşap, doğal bir malzeme olduğu için bakterilerin barınabileceği bir ortam yaratabilir. İnsan vücudunun taşıdığı bakteriler bu ahşap yüzeylere tutunabilir ve burada çoğalabilir. Bu nedenle, sauna yapımına başlamadan önce vurguladığım ilk konu, sürdürülebilirliği sağlamak için hijyen açısından kimyasal bir temizlik maddesinin kullanılması gerektiğidir. Sauna imalatına geçerken, duvarlara karkas dediğimiz dörde dört ağaç çerçeveler yerleştiriyoruz, ardından üstüne lambriler ekliyoruz. Bu karkas sistemin arasına da yalıtım malzemesi koyuyoruz. Alüminyum folyo kaplanmış yalıtım malzemeleri, Avrupa'da da kullanılan bir sistemdir. Bu yalıtımın üzerine ayrıca, tetrapak kutularında kullanılan, antibakteriyel özellikteki malzemeyi yerleştirerek ikinci bir önlem alıyoruz. Böylece, ağacın içinde oluşabilecek bakterilerin yayılmasını ve oksijen alıp çoğalmalarını engellemeye çalışıyoruz. Bu yöntem Türkiye’de pek yaygın olmasa da, Avrupa’da birçok firma tarafından kullanılıyor ve biz de buna büyük önem veriyoruz. Kullandığımız ağaç türleri, bizim tercih ettiğimiz türler değil, ancak Türkiye’nin doğal koşullarına uygun ağaçlar seçiyoruz. Budaksız ve ısı emmeyen açık renkli ağaçlar kullanıyoruz. Bu ağaçlar daha çok Afrika kökenli olup, özellikle Ayolsa ağacı gibi türler kullanılır. Kızılçam ise daha sert olduğu için tercih edilmez, fakat kokusal anlamda, özellikle sedirle birleştiğinde, oldukça belirgin bir aromaya sahiptir. Türkiye’de saunalar genellikle sağlık amacıyla değil, görsel açıdan tercih ediliyor. Bu yüzden saunaların içine iyotlu bir hava yaratabilmek amacıyla tuz duvarları ekliyoruz. Bu tuz tuğlaları, ısıyla birlikte havaya karışan iyot ile sağlık açısından faydalı bir ortam oluşturuyor. Ayrıca, saunaların içinde müzik sistemi ve seslendirme gibi ek özellikler de sunuyoruz. Bazı insanlar için 90 derece sıcaklık rahatsız edici olabilir, bu yüzden daha düşük sıcaklıklarda (60 derece) saunalar da yapıyoruz. Bu tür saunalarda, iç mekânda yumuşak bir ortam yaratmak için özel ışık oyunları kullanıyoruz. Böylece, dar bir alanı daha geniş bir alan gibi hissedilmesini sağlıyoruz ve sıcaklığın verdiği rahatsızlık hissini ortadan kaldırıyoruz. Konforlu bir ortam yaratmak için, genellikle saunanın her tarafını camla kaplamayı tercih ediyorum. Camın ısı kaybı yaratabileceğini biliyoruz, bu yüzden altyapıyı buna göre tasarlıyoruz ve saunanın sobasının tercihini de buna uygun yapıyoruz. Ancak, çok dar alanlarda insanlar zorlanabiliyor, bu yüzden genellikle üç tarafını camla yapmak en iyi çözüm oluyor. "Sektörümüzde yapılan her şey aslında kişisel bir yatırımdır ve sağlığımıza, ruhsal durumumuza ve zihinsel sağlığımıza destek olan unsurlardır"Farklı ihtiyaçlara yönelik inovatif çözümler sunan bir firma olarak hem globalde hem de yerelde havuz, sauna ve SPA sektörünü üretim, teknoloji ve uygulama noktasında değerlendirir misiniz? Üretim ve teknoloji aslında birbirini çok destekleyen iki konu. Teknoloji ilerledikçe, üretimin de bu gelişmelere uyum sağlaması ve insanların kendilerini bu alanda geliştirmesi gerekiyor. Ancak, havuz, sauna, hamam gibi SPA merkezleri konusunda teknolojinin henüz olması gereken seviyede olmadığına inanıyorum. Bu alanda teknoloji daha gelişmiş olmalıydı, fakat maalesef hem teknoloji hem de bu konunun bizim hayat tarzımıza biraz daha uzak olması nedeniyle yeterince önemsenmiyor. Yurt dışında ise teknoloji çok daha hızlı bir şekilde gelişiyor ve bu gelişmeler doğrultusunda üretimler yapılarak sürdürülebilirlik sağlanıyor. Ancak, Türkiye’de bizim sektörümüz henüz çok gelişmiş değil. Bunun sebeplerinden biri, ülkemizde teknolojiye yatırım yapmaya uygun bir ortamın olmaması ve insanların beklentilerinin, sektörün sunduğu imkanlarla tam olarak örtüşmemesidir. Sektörümüzde yapılan her şey aslında kişisel bir yatırımdır: Sağlığımıza, ruhsal durumumuza ve zihinsel sağlığımıza destek olan unsurlardır; sauna, spor, havuz gibi. Bu yüzden, Türkiye’deki sektörün henüz doğru noktada olduğunu düşünmüyorum. Ancak gelecekte, özellikle bu seneden sonra, sektörün çok daha farklı bir noktaya geleceğine inanıyorum. Hem pandeminin etkisi hem de yurt dışından gelen yeni teknolojilerle birlikte, sektörümüz büyük bir değişim yaşayacak. Çeşme’deki showroomunuzda bir aradayız. Buradan direkt ürün satışları var mı? Sadece müşterilerinizi ağırlamak için mi kullanılıyor? Daha sonraki dönemlerde burası nasıl planlıyorsunuz? Burada hangi ürünleriniz yer alıyor? Biraz onlardan bahseder misiniz? Çeşme’deki mağazamızı açarken, sektöre katkı sağlamak ve daha geniş bir alanda hizmet vermek amacıyla büyük bir alan açmayı hedefledik. Elimizden geldiğince bu hedefi gerçekleştirmeye çalıştık, ancak sektörümüzde kullanılan malzeme çeşitliliği o kadar fazla ki, ne kadar büyük bir alan açarsak açalım, yeterli olmuyor. Şu anda küçük bir salonumuzda, sağlık açısından faydalı olduğuna inandığımız ürünleri teşhir ediyoruz. Bu salonda tuz tuğlalarımız ve bir sauna kesiti gibi ürünlerimiz yer alıyor. Ayrıca, elektrikli ısıtıcılı bir yatağımız da mevcut. Yeni dönemde burada küçük bir SPA merkezi kurmayı planlıyoruz. Bu alan tamamen gösterime açık olacak. Yalnızca mevcut alanımızı bu sauna ve sauna kesitleriyle doldurabildik. İlerleyen zamanlarda, bir buhar odası ve bir hamam kesiti de eklemeyi düşünüyoruz. Böylece müşterilerimize ne yaptığımızı, neler yapabileceğimizi ve gelecekte sunmayı planladığımız ürünleri görsel olarak da tanıtmış olacağız. Kendi adımıza, kapı müşterisi olup olmaması çok büyük bir endişe kaynağı değil, fakat olursa her zaman hizmet vermeye hazırız. Ekibimiz, satış ve teknik destek ekiplerimizle burada hazır durumda. Bizim amacımız, bu alanı kurarak müşterilerimize ne yaptığımızı, neler yapabildiğimizi ve gelecekte neler yapacağımızı gösterebilmektir. Farklı ürün gruplarınız ve markalarınız bulunuyor. Estetik ve fonksiyonel projeleri hayata geçirirken kullandığınız markalar nelerdir ve ürün tedarik etmek isteyen uygulayıcılar sizlerden hangi ürünleri tedarik edebilir? Betsan markasıyla sıkı bir iş birliği içerisindeyiz. Betsan, sektördeki havuz kaplamalarında çok deneyimli bir firma ve kaliteli ürünler üretiyor. Son birkaç yıldır, özellikle 33x66 seramikleri gibi yeni trend ürünleri ithal etmeye başladılar. Bu ürünlerle çalışmayı tercih ediyoruz çünkü daha hızlı bir şekilde ürünlere ulaşabiliyoruz. Ancak sadece Betsan ile değil, sektörün önde gelen firmalarından olan Fluidra firmasıyla da iş birliği yapıyoruz. Fluidra’nın İtalya'dan getirdiği Rosa Gress ürünlerini de kullanıyoruz. Bunun dışında, robot havuz temizleyicilerinde Zodiac markasını tercih ediyoruz. Ayrıca, yeni Hyper şarjlı ve kablosuz robotları da kullanıyoruz. Zodiac, Fluidra’nın bir ürünü olduğu için ana firmamızla sürekli çalışıyoruz. Havuz filtrelerinde ise Astral markasını kullanıyoruz. Bunun dışında, kendi markamızla, Atlas firmasıyla birlikte ürettiğimiz filtreleri de tercih ediyoruz. MyPool, bizim markamız ve burada plastik ya da polyester filtreler ürettik. Ayrıca, pompalarımızı da kendi markamızla ürettiriyoruz. Tüm bu alternatiflerle, ithal malzemelere kıyasla daha ekonomik seçenekler sunmayı hedefliyoruz. Ancak son karar her zaman müşterilerimize ait olup, hangi ürünü tercih edeceklerine ekonomik açıdan da ikinci bir alternatif sunmuş oluyoruz. Son olarak eklemek istedikleriniz var mıdır? Tüm sektördeki dostlarımdan, arkadaşlarımdan ve iş arkadaşlarımdan tek isteğim, kaliteli ve sürdürülebilir sistemler kurarak bunları pazarlayabilme yetkinliğine sahip olmalarıdır. Bu doğrultuda ekiplerini de bu vizyonla yönlendirsinler ve sektörü, elimizden geldiğince daha ileriye taşıyarak, hak ettiğimiz kazancı elde edebileceğimiz şekilde geliştirelim.
Popüler İçerikler
Poolmate Türkiye, Teknoloji ve Konforu Birleştiren Ürünleriyle Hem Verimli Hem de Kesintisiz Bir Havuz Bakım Deneyimi Sunuyor
Poolmate Türkiye, Teknoloji ve Konforu Birleştiren Ürünleriyle Hem Verimli Hem de Kesintisiz Bir Havuz Bakım Deneyimi Sunuyor
02 May 2025
Yüzme Havuzlarındaki Son Trendler Neler?
21 Apr 2025
Yeni Nesil Gizli Kanal Porselen Havuz Tutamakları: SUPERSTONE
03 Feb 2025
Dergimize reklam vermek ister misiniz?
Markanızın tanıtımını yaparak sektördeki yerinizi sağlamlaştırın
Şimdi İletişime Geçin