“Havuz Tasarımında Estetik ve İşlevsellik Her Zaman Öncelikli” OSPA-ERKOÇ LTD. Kurucu Ortağı, Mimar Nadire Erkoç, havuz tasarımlarında işlevselliği ve kullanım amacına uygunluğu her zaman ön planda tutarak, estetik ve teknolojiyi bir araya getiriyor. Erkoç, yıllardır sektörde yenilikçi projelere imza atarken, doğru mühendislik ve sürdürülebilirlik ilkesine dayalı tasarımlarının sektördeki kalitesini artırmaya devam ediyor. Havuz projelerinde tasarımı, ürün tercihlerinin projeye katkılarını ve kamusal alanlarda havuzları konuştuğumuz Nadire Erkoç, “Projelerde önceliğim, havuzun kullanım amacına uygunluğu ve mimari planlamanın doğru olup olmadığıdır.  Kısacası işlevsellik ilk sırada yer alır.” dedi. Yıllardır sektörde yenilikçi ve estetik havuz tasarımları sunuyorsunuz. Sizlerle gerçekleştirdiğimiz ilk röportajımız. Bu nedenle röportajımıza başlamadan önce okurlarımız için kendinizden bahseder misiniz? Kendi uzmanlık alanlarınızı ve kariyerinizdeki önemli dönüm noktalarını paylaşabilir misiniz? Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü mezunuyum. Mezuniyetimden sonra dönemin önemli şirketlerinden, Çarmıklı grubundan Libaş A.Ş.’de 5 sene kadar çalıştım. Orada yurt içi ve yurt dışı toplu konut projeleri ön plandaydı. Ayrıldıktan sonra serbest çalışmaya başladım. Hâlâ kullanılmakta olan Hasanpaşa’daki Kadıköy Belediye Binasının da mimari proje müellifiyim. Ethem Erkoç’la evlendikten sonra “havuzlar” iş yaşamımda yer almaya başladı. Aslında işe DIN 19643’ü Almanca’dan Türkçe’ye çevirerek başladım. Yapmaya başladığımız konu hakkında bilgi o dönemlerde hayli azdı. Bizden büyüklerin yaptıkları örnekler haricinde bilimsel sayılabilecek akademik bir yayın pek yoktu.  Spor havuzlarına ait doğru ölçüleri bile yabancı Seramik firmalarının broşürlerinden öğreniyorduk.  DIN 19643’ü çevirmek çok zordu. Çünkü doğru çeviri yapmak için mimarlığın yanı sıra iyi kimya ve fizik de bilmek gerekiyordu. Çevremden aldığım yardımlarla aylar süren bir çalışmaydı bu çeviri. Dolayısıyla uzmanlık alanımdaki dönüm noktasıydı.  Hem DIN 19643 (havuz yapım kurallarına ait norm) hem de KOK (Havuz yapımına ait kurallar) havuz konusunda uzun yıllar hep başvuru kaynağım olmuştur. O zaman “havuz” konusunun tek bir dal olmadığını; mimarlık, statik, mekanik, elektrik, elektronik, otomasyon, yazılım, kimya, fizik, çevre planlama gibi dalları da kapsayan multidisipliner bir konu olduğunu anlamıştım. Temsilciliğini yürütmeye devam ettiğimiz iş ortağımız Alman OSPA Schwimmbadtechnik firmasının desteklerinin de başladığımız ilk günden bizi teknik olarak sektörde öne çıkarttığını söylemeliyim.

Havuzlar genellikle bir bütünün içindeki parçadır ve içinde bulunduğu yapıya uygun şekillenir

Yüzme havuzu tasarımında hangi mimari akımlar veya doğal unsurlardan ilham alıyorsunuz? Bu ilham kaynaklarını projelerinizde nasıl somutlaştırıyorsunuz? Estetik ve işlevsellik arasındaki dengeyi sağlamak için hangi kriterleri dikkate alıyorsunuz? Havuz tasarımlarında bir mimari akımdan bahsetmek pek mümkün değil. Çünkü havuzlar genellikle bir bütünün içindeki parçadır ve içinde bulunduğu yapıya uygun şekillenir. Sportif bir havuzda ızgaralı taşma detayı tercih edilirken modern yapı malzemelerinin kullanıldığı bir projede o malzemeye uygun, havuz içi kaplama ve taşma detayı kullanılabiliyor. Bu noktada taşma detaylarında zaman içinde değişen bir “Moda” dan bahsedilebilir. Örneğin, 2000’li yılların başında yaygın olarak kullanılan detay, ızgarayken son yılların modasının sonsuzluk havuzu ya da hiç ızgara olmadan ince bir yarığa sahip taşma detayları olduğunu söyleyebiliriz Uygulamada ve görsel olarak, bu plastik ızgara ve iki ucuna yerleştirilen plastik L köşebentlerin yarattığı kirlilik beni hep rahatsız etmiştir. Bundan kurtulmak için havuz kenarlarında doğal taş kullanmaya başladım. Tek yarıklı doğal taşlı detay o yıllarda çıktı ve hızla yayıldı. Ben de o dönemlerden beri projelerimde kullanmaya da devam ediyorum. Aslında bu detay bir hayli de etkili olmuştur. Tek yarıklı veya çift yarıklı detaylara uygun porselen veya seramik vb. kenar taşları da ızgaralar da artık üretilmektedir. Tasarım konusuna gelince; iki tür çalışmam bulunuyor; havuz formunu ben tasarlıyorum ya da havuz tasarımları bana hazır geliyor. Kısacası bir otel projesi içinde tasarlanmış, formları belli havuzlar ya da özel bir konuta ait yine formu konut projesini hazırlayan mimarlarca çizilmiş havuzlar geliyor. Özel konut havuzlarında son yıllarda bireysel zevklere göre tasarlanmış yüzme havuzlarının öne çıktığını söyleyebilirim. Bu havuzlar sahiplerinin zevkini ve tarzını yansıtıyor ve mülklerin en çarpıcı özelliği haline geliyor.  

Doğru mimari, direkt su temizliği ile ilgili olduğundan, konforu, havuz tekniğine hizmeti, maliyeti, güvenliği, sürdürülebilirliği, çevreye katkıyı veya zararı belirler.

  Tabii ki kendi tasarımlarımı çözmek kolay. Ama mimari ve statik projesi oturmuş, yerleri belli, formları çizilmiş havuz lekelerini, mevcut mimari ve statik proje içerisinde çözmek bazen hayli zor olabiliyor.  Son yıllarda havuz ölçülerinde kullanıma daha uygun boyutların tercih ediliyor olması da iyi bir gelişme. Eski yıllardaki projelerde havuzlar, daha çok boş alanları doldurmak için tasarlanan su lekeleriydi ve daha çok tatil otellerinde görülebiliyordu. Büyük büyük, ayrı veya birbirine bağlı, hatta içinde ada olan ama yüzücüsü pek olmayan havuzlar tasarlandı. O dönemlerde havuz kullanıcılarının havuzlarda nasıl daha uzun süre tutulacağı değil de havuz tasarımlarının görselleri ön plana çıktı. Kısacası estetik ön planda olurken işlevsellikle ilgili çalışmalar epeyce arka sıralarda yer aldı. Günümüzde bu uygulamalar azalsa da ne yazık ki varlığını devam ettirmekte. Projelerde önceliğim, projenin kullanım amacına uygunluğu ve mimari planlamanın doğru olup olmadığıdır. Kısacası işlevsellik ilk sırada yer alır. Bunun kriterleri de, doğru bir mimari planlamadır. Çünkü doğru mimari, direkt su temizliği ile ilgili olduğundan, konforu, havuz tekniğine hizmeti, maliyeti, güvenliği, sürdürülebilirliği, çevreye katkıyı veya zararı belirler.

Bir yapıda kullanıcının havuza gelinceye kadar geçtiği yol doğru planlanmalıdır. Giriş, soyunma, duş ve WC’den oluşan ıslak alanların havuzla ilişkisi çok önemlidir

Bir yüzme havuzu projesine başlarken uyguladığınız analiz aşamaları nelerdir? Müşteri ile iletişim sürecinde hangi araçları kullanarak ihtiyaçları daha iyi anlayabiliyorsunuz? Projeye başlarken öncelikle; mimari plan ile havuza ait yardımcı alanların ilişkisini incelerim. Yardımcı alanlar havuzun altındakiler ve üstündekiler olmak üzere 2 ayrı gruptur. İlk grup mimari olarak; bir yapıda, kullanıcının, havuza gelinceye kadar geçtiği yol doğru planlanmış olmalıdır. Örneğin; giriş, soyunma, duş, WC’ den oluşan ıslak alanların havuzla ilişkisi çok önemlidir. Nereye kadar ayakkabılı gelinecek, nereden sonra çıplak ayak olunacak. Bu iki alan; kamusal- özel-sportif-açık–kapalı hiç fark etmez tüm havuzlarda kesinlikle birbirinden ayrılmalıdır. Ayrıca, uygulama bittikten sonra işletmecinin planlamada değişiklik yapmasına da imkân vermemelidir. Burada amaç, doğru planlamayla havuz suyuna kirlilik taşınmamasını sağlamaktır.  Çevreden taşınan kirlilik için çarpıcı bir örnek de “ayak havuzlarıdır”. Yapılan araştırmalarda ayak havuzlarının işlevsel olmadığı ortaya çıkmıştır. Aksine kendileri bir kirlilik-sorun kaynağıdır ve özellikle engelliler için bir engeldir.  Bunun yerine, doğru yerde ve sayıda planlanmış, ısıları ayarlanmış davetkar duş alanları çok daha fazla işe yaramaktadır. Duş alanlarının doğru yerde ve davetkar olması, su hazırlık tesisinin yükünü azalttığı için oldukça önemlidir. Havuz kullanım alışkanlığı ülkemizde özellikle son senelerde oluşmaktadır ve havuza temizlenerek girmeyi bu alışkanlığın bir parçası haline getirmek gerekir. İkinci grup yardımcı alanlar ise; Havuzun mekaniğini ilgilendiren; galeri, makine dairesi ve denge deposunun planlanmasıdır. Buradaki en önemli faktör yine havuzun kullanım amacıdır. Küçük özel açık bir havuzu skimmerli sistemde ve galerisiz çözebilirken, büyük bir kamusal havuzda, havuz çanağının her tarafına ulaşılacak şekilde çözülmesinde ısrarcı oluruz. Bundan sonra projede devreye, sahip olduğumuz teknik girer. OSPA markasının üstün kalitedeki ekipmanları ve teknolojik yenilikleri tercih edilmemizi sağlar.

İlk başladığımız günden itibaren, sadece doğru proje ile normlara uygun olarak kendi ürünlerimizle iş yapmayı kendimize ilke ediniyoruz

Tasarım süreçlerinde sürdürülebilirlik ilkelerini nasıl entegre ediyorsunuz ve hem sürdürülebilir hem verimli hem de teknolojik havuzlar için hangi spesifik malzemeleri tercih ediyorsunuz? Müşteri deneyimini artırmak için sunduğunuz inovatif çözümler neler? İlk başladığımız günden bugüne hiç değişmeyen bir ilkemiz var: Sadece doğru proje ile, normlara uygun olarak kendi ürünlerimizle iş yapmak. Bundan hiç şaşmadık. OSPA havuz tekniği konusunda dünya öncüsü bir firma. Yıllardır üst üste Avrupa’da inovasyon dahil pek çok alanda ödüller alıyor. Dolayısıyla üstün teknolojiyi projelerimizde zaten kullanıyoruz.  Bu konuda müşteri memnuniyeti de çok üsttedir. Bir projeye başlarken o havuza ait bir ön rapor çıkartırız. Bu ön rapor  DIN- TSE dahil güncel tüm normlara ve kendi OSPA normlarımıza uygundur. Özel hazırlanmış bir makroyla, o havuz için tüm mühendislik dallarına ait gerekleri hazırlayabiliyoruz. Bu ön rapor artık proje için bir rehberdir. Kaç besleme olacak, aydınlatma sayısı nedir, denge deposu kaç tondur, pompa emişi kaçlıktır, gürültü ne kadardır, makine dairesi yükleri nedir, ilk ısıtma kapasitesi nedir, ana gider kaçlıktır, elektrik güçleri, su giderleri, hacimsel büyüklükler…. gibi o havuza ait sayfalar dolusu  bilgi artık elimizdedir. Yine bu raporda havuza ait bölgede son 50 yılın yağış ortalaması alınarak taşma ve gider kapasiteleri hesaplanır. Bu bilgileri havuzun bulunduğu projedeki diğer proje disiplinleriyle de paylaşırız.  

“Ospa’nın gelişmiş sistemleri, çevre dostu bir teknolojiye sahiptir ve yalnızca havuzların karbon ayak izini azaltmakla kalmaz aynı zamanda havuz sahiplerinin enerji, su ve kimyasal faturalarından tasarruf etmelerini sağlar.”

  Su hazırlık tesisi projelerimiz Ospa’nın gelişmiş sistemlerini kapsar. Kısaca filtrasyon, dezenfeksiyon ve ölçüm-kontrol-otomasyon sistemleridir.  Bu sistemler artık hem biz hem de havuz sahiplerince uzaktan izlenebilip kontrol edilebiliyor. Buna kimyasal seviyelerini kontrol etme, sıcaklıkları ayarlama ve bakım görevlerini bir akıllı telefon veya tabletten planlama dahildir. Bu sistemler çevre dostu bir teknolojidir ve yalnızca havuzların karbon ayak izini azaltmakla kalmaz, aynı zamanda havuz sahiplerinin enerji, su, kimyasal faturalarından tasarruf etmelerine de yardımcı olur.

Havuz tasarımlarında, coğrafi farklardan ve yerel koşullardan daha önemlisi kültürel farklarla bağlantılı olarak kullanım alışkanlığıdır

Havuz tesisi tasarımlarında ve genel kullanımlı havuzlara ait fonksiyon değerleri her projenin kendi yerel-özgün koşullarına göre ne gibi değişiklikler gösteriyor? Yani projenin bulunduğu coğrafi bölgelerin iklim koşulları, kültürel eğilimleri tasarımınızı nasıl etkiliyor? Bu noktada en çok zorlandığınız konular nelerdir? Havuz veya spa tasarımında yerel kültürün yansıtılması konusunda ne gibi adımlar atıyorsunuz? Biz yıllardır hem yurt içinde hem de yurt dışında projeler yapıyoruz ve yerel koşulların tasarımda hayli önemli olduğunu söyleyebilirim. Su hazırlık tekniğine gelinceye kadar olan aşamada ülkeler arasında farklılıklar olabiliyor. Örneğin kuzey ve doğu komşumuzdaki inşai şartlarda; havuzlar çoğunlukla kapalı havuzlardır ve toprağa gömülü olmaz, kolonlar-perdeler üzerine oturur ve tüm çevresinde galeri vardır. Bunun kendi coğrafi koşulları gereği olduğu aşikardır ama aynı zamanda konum fark etmeksizin en doğru uygulamadır. Kısacası havuz tasarımlarında, coğrafi farklardan, yerel koşullardan daha önemlisi kültürel farklarla bağlantılı olarak kullanım alışkanlığıdır.  Havuz kullanım alışkanlığı eskilere dayanan ülkelerde havuz tasarımından beklenti yüksek ve çeşitlidir. Biz Ospa-Erkoç olarak bu ülkelerdeki beklentilere rahatça cevap verebilmekteyiz. Gelelim ülkemize; son yıllarda yerel yönetimlerin kamusal havuzlara yatırım yapmaları sevindiricidir. Kullanım alışkanlığımız çok yenidir. Kışın ailece gidip, hoşça güvenli bir şekilde uzunca vakit geçireceğimiz, su değerlerinin doğru olduğu, denetlenen, kamusal havuzlarımız yeterince yoktur. Özel işletmelerin havuzları vardır. Ancak bunların gerçekten güvenilir, denetlenen havuzlar olduğunu söyleyemem. Yüzme havuzu ya da SPA alanı ile çevresindeki peyzaj düzenlemesi arasında bir bağ kurarken izlediğiniz yöntemler nelerdir? Özellikle açık havuzlarla peyzaj düzenlemesi önemli bir konudur. Bu tasarım hataya çok açıktır. Hangisi nerede başlar, nerede biter. Peyzaj düzenlemelerinde havuzun yüzme havuzu olmasıyla, süs havuzu ya da reflektif havuz olması arasında tasarım farkı çoktur. Yüzme havuzu tasarımındaki ana ilke; havuza kirlilik taşımamaktır. Biraz önce de konuştuğumuz gibi ayakkabılı ayak ve çıplak ayak sirkülasyonunun peyzaj düzenlemesiyle ayrılması gerekir. Sık görünen yanlış bir örnek vermem gerekirse; tatil otellerinde tüm gün havuza girilir etrafında güneşlenilir, yani çıplak ayakla dolaşılır. Ama aynı alan akşam restorana dönüşür. Havuz kullanıcıları bu sefer aynı alanda ayakkabılarıyla dolaşırlar. Bu alan ertesi sabah erken saatlerde çoğunlukla yüzeysel bir şekilde yıkanır. Bu yıkama suyunun bir kısmı da ne yazık ki havuza gider. Kalan kirlilik de gün boyu ayaklarla havuza taşınır. Havuz çevre platformlarının eğimleri mutlaka dışa doğru olmalı ve yeterince gider planlanmalıdır. Buranın yıkama suları havuz taşma kanalına karışmamalıdır. Bir diğer önemli konu yeşil alanların planlamasıdır.  Hâkim rüzgâr yönünde havuz yakınında su hazırlık tekniğine zarar verecek örneğin iğne yapraklı gibi ağaçlar olmamalıdır. Çevre peyzajın sulama suları havuza karışmamalıdır.  Havuz çevresinde kullanılacak kaplama malzemelerinin kaymaz olması, engelli yolları, eğimler, merdivenler, tutamaklar, geçitler, uyarı levhaları, çevre aydınlatması, hepsi peyzaj ilişkilerine ve güvenliğe hizmet eden konulardır.

Projelerin daha verimli, koordineli ve hatasız bir şekilde yönetilmesini sağlıyor

Son dönemde BIM gibi dijital teknolojilerin mimari projelerde kullanımının artmasıyla birlikte, bu teknolojilerin havuz ve spa tasarımlarına etkileri neler oldu; gelecekte bu alanda ne gibi yenilikler bekliyorsunuz? Son dönemin en heyecan verici konuları teknolojik yeniliklerdir. Bu teknolojiler, mimarlık alanında büyük bir potansiyele sahiptir ve gelecekte daha da yaygınlaşması bekleniyor. BIM, mimari tasarımdan, satışa kadar birçok alanda inovatif çözümler sunuyor. Mimari tasarımlar daha gerçekçi ve detaylı bir şekilde görselleştirildiğinden olası hatalar önceden tespit ediliyor. Bu, inşaatta zaman ve maliyet tasarrufu için önemli bir konu. BIM kullanımı Türkiye'de mimarlıkta giderek yaygınlaşıyor. Projelerin daha verimli, koordineli ve hatasız bir şekilde yönetilmesini sağlıyor. Henüz yeni bir konu. Mimarlar odası kurslar açarak yaygın kullanımı için imkân sağlıyor. Havuz projelerinde çok işe yarayacağı aşikâr. Projelerde, aynı alanı kullanan farklı disiplinlerin boru ağlarının kesişip kesişmediğini görmek, tesisat ile statiğin çakıştığı yerleri görüp önceden çözüm üretmek şahane bir durum. Biz sık sık uluslararası yürütülen projelerde yer alıyoruz ki, şu an yürüyen böyle bir projemiz var ve BIM kullanılıyor.  Biz ve diğer proje grupları halen AutoCAD’le çalışıyoruz. Bu çalışmalar ana yürütücü tarafından BIM’e dönüştürülüyor.

Yaptığımız hem kamusal hem de özel havuzlarda, en son teknolojiyi, modern tasarımlarla kullanmaya çalışıyoruz

Geleneksel Türk mimarisi ile modern tasarım anlayışları arasında nasıl bir denge kurmaya çalışıyorsunuz? Bu bağlamda, uluslararası örneklerle karşılaştırıldığında Türkiye’ye özgü öne çıkan unsurlar nelerdir? Geleneksel Türk mimarisinde havuzlar bulunuyor ve bunlar daha çok serinlik vermek için yapılıyor. Bunu saray bahçelerinde de görürüz. Orta avlularda, büyük konakların üst katlarında da görürüz. Şifahanelerde ise havuzlar, su sesinin verdiği huzur için kullanılmıştır.  Ancak yüzme havuzlarına rastlanmaz. Dolayısıyla yukarıda bahsettiğim gibi bizim ülkemizde yüzme alışkanlığı son yıllara dayanır. Sebebi çokça spor, bazen sağlık, bazen boş vakit geçirme olsa da son yıllarda bu alışkanlığın yayıldığını görmekteyiz.  Aslında kamusal havuzların artması, havuz kullanım alışkanlığını da doğal olarak arttıracaktır. Biz de başladığımızdan bugüne kadar yaptığımız hem kamusal hem de özel kullanımlı havuzlarda, en son teknolojiyi, modern tasarımlarla kullanmaya ısrarla çalışıyoruz.

Doğru ellerde doğru cihazlar seçildiğinde sistem çok daha başarılı işler

2024 yılında ön plana çıkan havuz trendleri neler oldu? Önümüzdeki dönemde yüzme alanları ve wellness konseptlerinin dönüşümü hakkında ne gibi öngörülerde bulunuyorsunuz? Bu bağlamda teknolojik yeniliklerden hangilerinin ön plana çıkacağını düşünüyorsunuz? Yüzme havuzları dünyası hızla gelişiyor ve heyecan verici yenilikler geliyor. Sadece 2024 ile sınırlayamam ama son senelerde mimari tasarımda sonsuzluk havuzları trend oldu diyebilirim. Havuz alanında hem kullanılabilirliği hem de verimliliği artıran pek çok teknolojik yenilik bulunmaktadır. Havuz su hazırlık tesisi ekipmanları da, gelişen teknolojiden kendi payına düşeni almakta. Filtrasyon, dezenfeksiyon ve su kontrol ölçüm ayar cihazlarındaki otomasyon müthiş. Havuz teknolojilerinde öncü olan Ospa’nın geliştirdiği BlueControl, BlueCheck ve diğer ekipmanların kullanımının daha da yaygınlaşacağını düşünüyorum. Doğru ellerde doğru cihazlar seçildiğinde, sistem çok daha başarılı işler. Sağlıklı havuz suyu garanti edilir. Maliyetler ve karbon ayak izi azalır. Akıllı Havuz İzleme sistemleri ile artık havuz sahiplerinin havuzlarını uzaktan izlemeleri ve kontrol etmeleri mümkün.  Buna, havuzları açıp-kapatma, kimyasal seviyelerini kontrol etme, sıcaklıkları ayarlama ve bakım görevlerini bir akıllı telefon veya tabletten planlama dahildir. Havuz operatörlerinin inisiyatifine bırakılmayan, hatasız işleyen, sağlıklı, her an dezenfektan özelliği taşıyan, değerlerin azalmadığı veya aşılmadığı yüzme suları dolayısıyla da daha düşük maliyetli faturalar olacaktır.

Havuz su hazırlık tekniğindeki Ospa’nın teknoloji gelişiminin arkasında da hep kullanıcı deneyimleri vardır

Havuz ve SPA alanlarının tasarımında kullanıcı deneyiminin önemi nedir? Kullanıcı geri bildirimlerini toplamak ve bunları tasarım süreçlerine entegre etmek için hangi yöntemleri kullanıyorsunuz?    Kullanıcı deneyimi her zaman her konuda önemlidir. Geri dönüşler sizi daha iyiye doğruya taşır. Gelişmelerin temel kaynağı kullanıcı deneyimleridir. Projesini ve uygulamasını yaptığımız hemen tüm havuzları iş bitiminden sonra yani tesisi işletmeye alıp müşteriye teslim ettikten sonra izleriz ve servis veririz. Başka servislerin tesisimize müdahalesini istemeyiz. Bu sebeple müşterilerle ilişkilerimiz çok uzun yıllar sürer ve hatta ahbap oluruz. Dolayısıyla, kullanıcı deneyimini izleme, anında öğrenme şansımız var.  Her geri dönüş bizim için önemlidir. Bunları mutlaka bir sonraki tasarımda dikkate alırız.  Proje notlarımız yıllardır bu sebeple gittikçe artar. Örneğin makine dairesinin yetersiz havalandırmasından dolayı paslanan malzemeler olur veya zemininde su birikmeleri olur.  Buna dair uyarılar bizim projelerimiz de hep vardır. Havuz çevre platformu, havuza bitiştiği noktalarda, zemindeki oturmalar sebebiyle zamanla ayrılır. Önemli bir kirlilik kaynağıdır ve güvenlik sorunudur. Buralara ait ya detay çizimlerimiz veya proje notlarımız vardır. Havuz su hazırlık tekniğindeki Ospa’nın teknoloji gelişiminin arkasında da hep kullanıcı deneyimleri vardır. Hep daha fazlasını ve iyisini isteyen müşteriler gelişimi sağlar. Son olarak neler söylemek istersiniz? Son olarak ülkemizde özellikle kamusal havuzların artmasının çok önemli bulduğumu söylemek isterim.  Kullanıcı sayısı çoğaldıkça, deneyim arttıkça, sektördeki işlerin de daha yüksek kalitede olacağını düşünüyorum. Havuz sektörünün daha yüksek kalitelere ulaşacağına inanıyorum. Dışardan daha mekâna girerken keskin klor kokusunun karşılamadığı tekniğin yayılmasını diliyorum. Başta UHE, Üniversiteler, yerel yönetimler gibi kuruluşlar aracılığıyla sektör bilgisinin yenilenmesi ve arttırılması yönünde çabalar görmek istiyorum.