“Olimpik Havuz Bir Spor Kompleksi Olarak Çok Disiplinli Mühendislik Gerektiriyor”

Yazar: Eda GEDİKOĞLU

16 Jun 2025

Olimpik yüzme havuzları, günümüzde sadece yüzme sporuna hizmet eden yapılar olmaktan çıkıp, kapsamlı bir spor kompleksinin temel unsuru haline geldi. Bu projelerde, inşaat mühendisliğinden makine ve kimya mühendisliğine kadar pek çok disiplin bir arada çalışırken, filtrasyon ve dezenfeksiyon gibi kritik sistemlerin doğru uygulanması hayati önem taşıyor.

E-Dergi

Olimpik yüzme havuzları, günümüzde sadece yüzme sporuna hizmet eden yapılar olmaktan çıkıp, kapsamlı bir spor kompleksinin temel unsuru haline geldi. Bu projelerde, inşaat mühendisliğinden makine ve kimya mühendisliğine kadar pek çok disiplin bir arada çalışırken, filtrasyon ve dezenfeksiyon gibi kritik sistemlerin doğru uygulanması hayati önem taşıyor. Uzun yıllardır sektörde olan Artes Havuzculuk Kurucusu Üzeyir Uludağ ile olimpik havuzların teknik gereksinimlerini ve sektörde yaşanan zorlukları konuştuk.

Olimpik havuzlarda uluslararası geçerliliğin temeli FINA normlarına uygunlukla sağlanıyor. Bu normlara uygunluk sağlanmazsa ulusal ve uluslararası yarışmalara ev sahipliği yapılamıyor. Türkiye’de olimpik havuz projelerinin FINA standartlarına uygunluğu konusundaki gözlemleriniz nelerdir? Artes Havuzculuk olarak FINA standartlarına uygunluk sağlamak adına nasıl bir teknik denetim ve uygulama süreci izliyorsunuz?

FINA normları, uluslararası yarışmaların düzenlenebilmesi açısından son derece önemli ve mutlaka uygulanması gereken standartlardır. Bu konunun iki temel boyutu bulunuyor. Birincisi, havuzun fiziksel boyutlarıyla ilgilidir. Yani derinlik, en-boy ölçüleri gibi unsurlar. Son yıllarda FINA normlarında yapılan düzenlemelere göre, olimpik yarışmaların yapılabilmesi için havuzun minimum 2 metre derinliğinde ve 10 kulvarlı olması gerekiyor. Ancak çok amaçlı kullanım açısından bakıldığında bu derinliğin 3 metre olması daha uygundur. Bu noktada, ilk yatırım maliyeti kadar havuzun fonksiyonelliği de önemli hale geliyor. Bu tür yatırımları genelde özel sektör değil, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile belediyeler gibi kamu kurumları üstleniyor. Dolayısıyla, bu kurumların FINA normlarını dikkate alarak projelerini geliştirmeleri gerektiğini düşünüyorum.

Peki, projeler bu normlara göre mi ihale ediliyor? Ne yazık ki hayır.

Hâlâ eski normlara göre, FINA standartlarına uygun olmayan şekilde projelendirilen havuzlar ihaleye çıkıyor. Örneğin, 25 metre uzunluğunda, 2 metre derinliğinde havuzlar yapılıyor. Oysa bu ölçüler uluslararası standartlar açısından yeterli değil. Ayrıca havuz aksesuarları da bu noktada büyük önem taşıyor. Örneğin, atlama taşları dediğimiz yaklaşık 70 cm'lik alanlar havuzun bir parçası olmalı. Bu tür detayların da projeye doğru şekilde entegre edilmesi gerekiyor. Aslında bu süreçte, idarelerin yani teknik birimlerin zihinsel bir dönüşüm geçirmesi şart. Teknolojiyi ve güncel normları takip etmeleri gerekiyor.

ARTES Havuzculuk olarak biz alanımızda FINA normlarına ve uluslararası standartlara uygun şekilde çalışıyoruz. Ancak az önce de belirttiğim gibi, özellikle yüzme havuzlarında sadece havuz boyutları değil; dezenfeksiyon sisteminin ve işletme yönetiminin de standartlara uygun olması gerekir. Bu bir bütündür.

Burada önemli olan, teknik anlamda FINA standartlarına uygunluk sağlamak için devlet kurumlarının ve yerel yönetimlerin bilinçli hareket etmesidir. Bu konuda havuz sektörü derneklerinin, kamuoyunda farkındalık ve baskı oluşturarak kurumlar üzerinde etkili olması gerektiğine inanıyorum. Ayrıca benim gündemimde eğitim konusu da var. Özellikle havuz operatörlerinin nasıl eğitilmesi gerektiği, eğitim müfredatları gibi konular üzerine çalışmalarım mevcut. Bu da sektörün standardizasyonu ve sağlıklı işletilmesi açısından çok önemli bir alan.

“Sadece havuz değil, bir sistem inşa ediyoruz”

Olimpik havuz projeleri, sıradan havuz uygulamalarına kıyasla çok daha fazla mühendislik disiplini gerektiriyor. Bu tür projelerde tasarım, uygulama ve işletme aşamalarında en kritik gördüğünüz mühendislik parametreleri nelerdir? Artes olarak olimpik havuz projelerinde hangi noktalara dikkat ediyorsunuz?

Olimpik havuz dediğimizde bunu yalnızca bir yüzme havuzu olarak değil, bir spor kompleksi olarak düşünmek ve değerlendirmek gerekiyor. Bu tür komplekslerin içerisinde çoğu zaman 25x50, 25x52 veya 26x52 metre boyutlarında olimpik yüzme havuzları inşa ediliyor. Genellikle yanında bir eğitim havuzu da yer alıyor. Bazen de kompleksin içerisinde bağımsız bir atlama havuzu bulunuyor. Bazı durumlarda ise olimpik havuz ile atlama havuzu birlikte, entegre şekilde projelendiriliyor.

Örneğin, olimpik yüzme havuzunun derinliğinin standartlara göre minimum 3 metre olması gerekiyor. Son 10 metrelik bölümde ise bu derinlik, atlama havuzlarında olması gereken seviyeye kadar iniyor. Atlama platformları ise genellikle yan tarafa 5 metre, 7.5 metre ve 10 metre yüksekliklerinde diziliyor. Bu tür projelere mühendislik açısından baktığımızda, birçok farklı mühendislik disiplinini ilgilendiren oldukça kapsamlı işler söz konusu. İnşaat mühendisliği, makine mühendisliği gibi alanlar işin içinde yer alıyor. Özellikle spor kompleksinin iç ortamı düşünüldüğünde, havalandırma ve iklimlendirme sistemlerinin de detaylı şekilde planlanması gerekiyor.

Biz firma olarak bu alanlara müdahil olmuyoruz. Yani kapalı ortamın iklimlendirilmesi, havalandırılması ve genel ortam ısıtması gibi üst sistemlerle biz ilgilenmiyoruz. Bu işler farklı mühendislik grupları tarafından yürütülüyor. Kimya mühendisleri de bu komplekslerin bazı alanlarında görev alabiliyor.

Bizim uzmanlık alanımız ise daha çok olimpik havuzun filtrasyon tesisatının kurulumu, dezenfeksiyon sistemleri, çoğu zaman olimpik havuz aksesuarlarının temini, sistemin projelendirilmesi ve çoğu zaman da “ince işler” olarak adlandırılan işlerin yapılmasıdır. Bu ince işlerin içinde; sıva, izolasyon, seramik kaplama, tutamakların ve kaymaz yüzeylerin seçimi ve uygulanması gibi detaylar yer alıyor. Özetle, bu tür bir yatırım oldukça geniş bir mühendislik disiplinini ilgilendiriyor. Biz bu bütün içinde kendi uzmanlık alanımızda, standartlara uygun çözümler sunmaya odaklanıyoruz.

“Ekipman ölçüleri, havuz boyutunu belirliyor”

Havuz boyutları ve kulvar ölçüleri, yüzücü performansını ve yarışma standartlarını doğrudan etkiliyor. FINA’nın tanımladığı ölçü, tolerans ve donanım standartlarına göre, havuz boyutları hassas biçimde nasıl kontrol edilmeli? Dokunmatik panellerin montajında nelere dikkat edilmelidir?

Diyelim ki bir havuzu FINA normlarına uygun şekilde boyutlandırıyoruz. Bu durumda havuzun boyu kritik bir parametre haline geliyor; örneğin 51,5 metre ya da 52 metre olarak planlanabiliyor. Havuz tasarımında ortada yer alan ve “gezer köprü” olarak adlandırılan banket yapısı, hareketli bir ekipmandır. Bu köprünün genişliği üreticiye göre değişebiliyor; bazı üreticiler 1,5 metre, bazıları ise 2 metre genişliğinde tasarlayabiliyor. Bu nedenle havuz boyutlandırması yapılırken kullanılacak ekipmanın ölçüleri dikkate alınarak nihai boy 51,5 ya da 52 metre olarak belirlenmelidir.

Aynı şekilde, havuza touchpad montajı yapılırken de bu ekipmanların kalınlığı göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, taş bedin kalınlığına göre havuz boyu 51,7 metre gibi ara değerlere göre planlanabilir. Touchpad’in 2 santim ya da 5 santim kalınlığında olması gibi detaylar, havuzun net ölçüsünü etkiler. Ayrıca bu ölçülerde belli toleranslar da tanımlıdır; örneğin ±3 cm veya ±5 cm gibi. Bu tür ekipmanların montajı ve yerleşimi, havuz boyutlandırması sırasında mutlaka önceden planlanmalı ve ölçülere dahil edilmelidir. Çünkü söz konusu sadece fiziksel boyutlar değil; aynı zamanda aksesuar bağlantıları, sabitleme elemanları ve montaj detayları da teknik planlamanın bir parçası olmalıdır.

“Yüzme havuzlarının çok amaçlı kullanımına uygun şekilde tasarlanması; hem işletme verimliliği, hem toplum sağlığı hem de Türkiye’deki genç sporcuların gelişimi açısından büyük önem taşımaktadır”

 

Olimpik havuzların çok amaçlı kullanılabilmesi için derinlik konusu kritik hale geliyor. Sanatsal yüzme ve su topu gibi branşlara uygunluk açısından havuz derinliği ne olmalıdır? Türkiye’de bu çok amaçlı kullanıma uygun derinlikte yapılan projelerin oranı nedir?

En başta da belirttiğim gibi, yüzme havuzlarının çok amaçlı kullanımına uygun şekilde tasarlanması; hem işletme verimliliği, hem toplum sağlığı hem de Türkiye’deki genç sporcuların gelişimi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu tür havuzlarda antrenmanlar, yüzme yarışmaları, su polosu, su balesi gibi sportif ve sanatsal faaliyetlerin gerçekleştirilmesi hedeflenmelidir. Tüm bu kullanım senaryolarını karşılayabilmek için havuz derinliğinin en az 3 metre olması gerekir. Bu derinlik, olimpik yarışmalar için herhangi bir engel teşkil etmez; zira standartlara göre asgari derinlik 2,10 metredir, dolayısıyla 3 metre kabul edilebilir bir değerdir.

Bu şekilde planlanan bir havuzda söz konusu tüm etkinlikler rahatlıkla gerçekleştirilebilir. Ancak buna paralel olarak alınması gereken bazı ilave teknik önlemler de vardır. Örneğin su balesi veya su polosu gibi aktiviteler için havuzun alt bölümlerinde gözetleme pencereleri veya cam paneller bulunmalı; lambozlar vasıtasıyla izleme ve kayıt yapılabilmelidir. Kamera çekimlerine uygun alt yapı çözümleri de planlamaya dahil edilmelidir. Tüm bu unsurlar, çok amaçlı havuzların projelendirilme sürecinde göz önünde bulundurulması gereken önemli detaylardır.

“Bulkhead çözümleri, baştan projelendirilmiş çok amaçlı ve profesyonel havuz tasarımlarının ayrılmaz bir parçasıdır”

Headwall ve Bulkhead sistemleri yarışma standardı açısından zorunlu hale geldi. Bu sistemlerin teknik yapısı hakkında bilgi verebilir misiniz? Mevcut havuzlara sonradan entegre edilebilir mi, yoksa proje başlangıcında mı planlanmalıdır?

Bulkhead sistemleri, klasik tip atlama platformlarından farklı olarak özel bir mühendislik yaklaşımı gerektirir. Geleneksel platformlar doğrudan havuz kenarına monte edilir ve toplam yüksekliği yaklaşık 70 cm’dir. Ancak Bulkhead sistemlerinde, havuz tabanına sabitlenen 30 cm yüksekliğinde paslanmaz çelik bir ızgara yapısı bulunur. Bu ızgaranın üzerine, 40 cm yüksekliğinde podyum ve onun üzerine de atlama platformları monte edilir. Böylece toplamda 70 cm’lik bir yükseklik elde edilir.

Bulkhead, genellikle monoblok bir yapı olarak dış ortamda üretilir ve vinç gibi ekipmanlarla havuz içine yerleştirilir. Bazen iki parça hâlinde de tasarlanabilir. Raylı sistem üzerine oturtularak manuel volanla ya da otomatik motorlu sistemle hareket ettirilebilir; bu sayede havuz içinde istenilen pozisyona kolaylıkla getirilebilir.

Ancak bu sistemin en önemli noktası, projenin en başında planlanması gerektiğidir. Çünkü havuz boyutlandırması FINA normlarına uygun şekilde yapılacaksa, Bulkhead’in kaplayacağı alan ve sistemin bütünlüğü tasarım sürecinde dikkate alınmalıdır. Sonradan bu sistemi entegre etmek hem teknik olarak mümkün değildir hem de anlamını yitirir. Bu nedenle Bulkhead çözümleri, baştan projelendirilmiş çok amaçlı ve profesyonel havuz tasarımlarının ayrılmaz bir parçasıdır.

Atlama havuzları gerek tasarımı gerekse ekipman özellikleriyle özel mühendislik çözümleri gerektiriyor. Bu havuzların FINA normlarına uygun olarak tasarlanmasında dikkat edilmesi gereken teknik ve yapısal özellikler nelerdir? Tramplen ve kule sistemlerinin güvenli kullanımı için hangi altyapı destekleri gereklidir?

Atlama platformları bağımsız olarak tasarlanabilir. Genellikle boyutları 20x25 veya 20x26 metredir. Ancak bu tür havuzların derinlikleri, kullanılacak platform yüksekliğine yani tramplen seviyesine göre değişir. Derinlik, genellikle 3 ile 6 metre arasında planlanır. Tasarım sürecinde bu ihtiyaçların baştan belirlenmesi gerekir.

Atlama yükseklikleri genellikle 1.5, 3, 5, 7.5 ve 10 metre olarak sıralanır. 1.5 ve 3 metre yüksekliğindeki platformlar prefabrik olabilir ve sonradan monte edilebilir. Ancak 5 metre ve üzeri yüksekliklerdeki platformlara merdivenle çıkılır ve bu platformların yapısal olarak daha detaylı planlanması gerekir.

Yüksekten atlama yapılan platformlarda bazı güvenlik önlemleri zorunludur. Örneğin 10 metrelik platformlarda atlanacak zeminin kaymaz olması gerekir. Ayrıca 5 veya 7.5 metrelik platformlarda yan tutamaklar bulunmalıdır. En önemli unsurlardan biri de, 10 metreden suya atlayan bir sporcunun suya çarpma etkisini azaltmak için havuz tabanından basınçlı hava verilmesidir. Bu hava sistemi, düşüş anındaki etkiyi yumuşatarak yaralanma riskini azaltır. Bu sistem otomasyonla çalışır. Sporcu hangi kulvardan atlayacaksa, çıkmadan önce o kulvarın hava sistemini aktif hale getiren düğmeye basar. Bu sayede sadece ilgili bölgeye hava verilir ve güvenli bir atlayış sağlanır.Formun ÜstüFormun Altı

Son olarak eklemek istedikleriniz var mıdır?

Şunu özellikle belirtmek isterim ki, biz bu işi profesyonel olarak yapan bir firmayız ve ben bir mühendis olarak mesleğimi mühendislik etiğine uygun şekilde icra etmek zorundayım. Beni bu konuda kimse zorlamasa bile, mesleki sorumluluğumun bilincindeyim. Çünkü mühendislik sadece bir meslek değil, aynı zamanda insan sağlığıyla doğrudan ilişkili ciddi bir sorumluluktur.

Yaptığımız iş, basit bir al-sat işi değil; teknik bilgi, planlama ve özen gerektiriyor. Bu nedenle her projede kullanıcıya en uygun tesisi tasarlamak için elimizden geleni yapıyoruz. Elbette bizim müdahil olabildiğimiz alanlar kadar, kullanıcıların sorumluluğunda olan işletme süreçleri de var. Bu noktada gerekli bilgileri, kullanım kılavuzlarını ve önerileri sunuyoruz. Ancak müdahil olabildiğimiz tüm konularda aktif rol üstlenmeye çalışıyor, sistemin doğru işlemesi için gerekli tüm teknik desteği sağlıyoruz.

Artes Havuzculuk

Üzeyir uludağ

Dergimize reklam vermek ister misiniz?

Markanızın tanıtımını yaparak sektördeki yerinizi sağlamlaştırın

Şimdi İletişime Geçin