SAUNA VE SAĞLIK
Sauna’nın Merkezi Fizyolojik Etkileri
Cilt Sıcaklığı ve Terleme
Bir Fin saunası, bir insanın isteyerek girebileceği en sıcak ortamdır. Saunanın sıcak odasında bile, vücut normal sıcaklığını korumaya çalışır ve ısı atım sistemini büyük ölçüde yoğunlaştırır. Bunun doğrudan sonucu, kan dolaşım sisteminde büyük değişikliklerin meydana gelmesidir. Saunada cilt, sadece birkaç dakika içinde 40ºC’nin (104ºF) üzerine ısınır. Aynı zamanda, ciltteki kan damarları genişler (vazodilatasyon) ve kan dolaşımı artar. Artan genel sıcaklık sinyalleri, beynin termoregülasyon merkezi olan hipotalamusa ulaşır ve bu merkez, ısıyı emme sürecini (endotermik reaksiyon) başlatır. Otonom sinir sistemi terleme sürecini harekete geçirir ve kan damarları daha da genişler. Ancak vücut yüzeyi iç kısımlardan daha sıcak olduğu için artan kan dolaşımı, saunadaki fazla ısının atılması için etkili bir yol değildir. Terleme, aşırı vücut ısısını dışarı atmanın en etkili yoludur. Fin tipi sauna oldukça kuru bir ortam sunduğundan, cilt yüzeyine ulaşan ter hızla buharlaşır.
Sauna sırasında terleme hızla artar.
15 dakikalık bir sauna seansının sonlarında, ısı atım verimliliği seansın ilk dakikalarına göre 10 kat daha fazladır. Geleneksel bir sauna ziyaretinde (birden fazla sıcak oda seansı), salınan ter miktarı 0.5 ila 1 litre (17 ila 34 sıvı ons) arasında olabilir. Terin tuzluluk oranı, vücut sıvılarındaki tuzluluk oranının sadece üçte biri kadardır. Bu nedenle, saunada ekstra tuz eklenmiş su yerine saf su içmek yeterlidir. Vücudunuz terlemeye başladığında, cilt sıcaklığı biraz düşer ancak sauna seansı uzadıkça tekrar yükselir. Sauna sırasında insan vücudu sabit bir iç sıcaklığını koruyamaz; iç organların sıcaklığı da biraz artar ve bu artış yetişkinlerde genellikle bir Fahrenheit derecesinden biraz fazladır
Sauna Keyfinin Temeli: Sıcaklık Hissi
Sauna keyfinin temelinde, cildin ısı reseptörleri aracılığıyla hissedilen sıcaklık bulunur. Soba taşlarına su dökülmesiyle oluşan “löyly” (buhar), bu hissi yoğunlaştırır. Sauna sıcaklığı artmaz; hissedilen yoğun sıcaklık, yoğuşan buharın cilt yüzeyine verdiği enerjiyle oluşur. 100ºC’de (212ºF) olan suyu buhara dönüştürmek için, suyu 1ºC’den 100ºC’ye ısıtmaktan beş kat daha fazla enerji gerekir. Buharın tekrar suya dönüşmesi sırasında bu enerji salınır. Bu durum, sıcak ve bazen rahatsız edici şekilde yoğun bir his yaratır. “Löyly” sonrası cildinizde beliren damlacıklar ter değil, buharın suya dönüşmesi sonucu oluşan damlacıklardır.
Kan Dolaşımındaki Değişiklikler
Yüzeysel kan damarlarının genişlemesi, kan dolaşımında önemli değişikliklere neden olur. Saunada, kalp tarafından pompalanan kanın yaklaşık %50 ila %70’i cildin yüzeysel damarlarına gider. Oda sıcaklığında bu oran sadece %5 ila %10’dur. Buna karşın, karın bölgesi ve iç organlara giden kan dolaşımı nispeten azalır. Damar genişlemesi, kan akış direncini %40’a kadar azaltır ve bu durum kalbin pompalama görevini kolaylaştırır. Ancak kan basıncındaki azalmayı telafi etmek için kalp atış hızı artar. Bu artış, vücudun artan kan hacmi ihtiyacını %75’e kadar çıkarabilir.
Saunada kalp atış hızı kolayca 100’ün üzerine çıkabilir; bazı kişilerde bu oran 150 bpm’ye kadar yükselebilir.
Ancak genel olarak kalbin üzerindeki yük, kalp hızına kıyasla oldukça düşüktür ve tempolu bir yürüyüşle eşdeğer sayılabilir. Bu nedenle, hafif kalp rahatsızlığı olan birçok kişi, doktorlarına danıştıktan sonra güvenle sauna keyfi yapabilir.
Sauna ve Kan Basıncı
Saunanın sıcaklığı, yüzeysel kan damarlarının genişlemesine neden olur. Bu durum, ciltteki kızarıklıkla kendini gösterir. Damarların genişlemesiyle kan dolaşımının genel kapasitesi artar. Eğer kalp pompalama gücünü artırmazsa, bu durum kan basıncında bir düşüşe yol açabilir. Yoğun bir sauna seansı sırasında, kalp atış hızı iki katına kadar çıkabilir. Saunanın kan basıncı üzerindeki etkileri kapsamlı bir şekilde araştırılmıştır. Sonuçlar kısmen çelişkili olsa da, genellikle sauna banyosunun kan basıncını düşürdüğü belirtilmiştir. Genel bir görüş, saunanın kan basıncını ortalama 10 mmHg veya biraz daha az düşürdüğüdür. Bu etkinin en uzun süren hali 24 saate kadar devam edebilir. Ancak çoğu araştırmada, kan basıncının sauna sonrasında daha hızlı bir şekilde eski seviyelerine döndüğü gözlemlenmiştir. Bireysel farklılıklar ise oldukça belirgindir. Bazı kişiler saunada hafif yükselen bir kan basıncı yaşarken, bazılarında aynı seviyede kalır. Diğerlerinde ise kan basıncı onlarca mmHg düşebilir. Çok düşük kan basıncı, halsizlik, mide bulantısı ve hatta bayılma gibi durumlara neden olabilir. Kan basıncındaki bu bireysel değişimlerin, bazı kişilerin sıcak odada daha uzun süre keyif almasını sağlarken, diğerlerinin neden daha az keyif aldığını açıklayabileceği düşünülmektedir.
Sauna ve Hipertansiyon (Yüksek Tansiyon) Gelişimi
Doğu Finlandiya Üniversitesi’nden bir araştırma grubu, sauna ile kan basıncı arasında ilginç bir ilişki bulmuştur.
Yapılan epidemiyolojik bir çalışmada, haftada 4 ila 7 kez sauna yapan orta yaşlı erkeklerin, 20 yıllık takip sürecinde hipertansiyon geliştirme riskinin, yalnızca haftada bir kez sauna yapan referans gruba kıyasla yarı yarıya daha az olduğu tespit edilmiştir. Bu bulgu tamamen yenidir. Bulunan istatistiksel bağlantı neden-sonuç ilişkisini göstermese de, bu sonuç gelecekteki araştırmalar için önemli bir temel oluşturmaktadır.
Sauna ve Yüksek Tansiyon Tedavisi
Sauna, hem normal hem de yükselmiş kan basıncını aynı şekilde düşürür. Bu nedenle sauna, bazen yüksek tansiyonu ilaçsız bir şekilde tedavi etmek için bir yöntem olarak önerilmiştir. Sauna, kan basıncını hafifçe düşürmek için yaşam tarzında yapılan değişikliklerin bir parçası olarak değerlendirilebilir; ancak sauna, tedavinin ana yöntemi olamaz. Yüksek tansiyon ilaçları kullanan kişiler saunada dikkatli olmalıdır. Beta blokerler, yüksek tansiyon tedavisinde yaygın olarak kullanılır ve kalp atış hızını yavaşlatarak tansiyonun zararlı bir şekilde düşmesine neden olabilir. Tansiyon ilaçlarının sauna üzerindeki etkilerini değerlendirmek zordur, çünkü hastalar genellikle farklı türlerde tansiyon ilaçlarını aynı anda kullanırlar. Farklı ilaçların bir arada kullanımı ile saunadaki ısının kombinasyonu hakkında yeterince bilgi bulunmamaktadır. Yeni bir ilaca başlayan yüksek tansiyon hastaları, saunada nasıl tepki verdiklerini görmek için başlangıçta dikkatli olmalıdır. Eğer kişi düşük tansiyon belirtileri yaşıyorsa, bu durum bir doktorla görüşülmeli ve yeni bir tedavi planı düşünülmelidir.
Saunada Bayılma
Vücut saunanın aşırı sıcaklığına alışkın olsa bile, bazı tehlikeler mevcuttur. Bunlardan biri ani bayılmalardır.
Kamuya açık veya ticari sauna tesislerine ambulans çağrılmasının başlıca nedenlerinden biri budur. Çoğu
zaman, ilk yardım ekipleri olay yerine ulaştığında hasta zaten bilincini geri kazanmış olur.
Bayılma Mekanizmaları
Bayılma genellikle vücut pozisyonuna bağlı olarak kan basıncında meydana gelen düşüş ve bunun sonucunda beynin yeterince oksijen alamaması nedeniyle oluşur.Sauna sıcağında kan damarları genişler ve kan, normalden daha fazla alt vücut bölgesinde toplanır. Bu durum, üst vücut ve özellikle baş bölgesinin oksijen alımını azaltır. Bu fenomen, bir kişinin uzanır ya da oturur pozisyondan ayağa kalktığında daha da belirgin hale gelir.
Normalde, beynin kan damarlarındaki basınç reseptörleri, diğer vücut organlarına bir tehlike mesajı gönderir. Bunun sonucunda, alt vücut damarları daralır ve beyin için yeterli miktarda kan sağlanır. Ancak, bu mekanizma düzgün çalışmazsa, beyin yeterince oksijen alamaz ve kişi bayılır. Terlemeyle oluşan sıvı kaybı (dehidrasyon), bu durumu daha da kötüleştirebilir. Buna ek olarak, birçok ilaç, özel tansiyon ilaçları, durumu ağırlaştırabilir. Vücut pozisyonuna bağlı kan basıncı düşüşü (postural hipotansiyon), genç insanları da etkileyebilse de, yaş ilerledikçe bu durum daha yaygın hale gelir. 70 yaş üzeri bireylerin yaklaşık üçte biri bu durumdan muzdariptir.
Bayılmanın Tedavisi ve Önlenmesi
Bayılma genel olarak çok tehlikeli bir durum değildir. Kişi uzandığında, beyin tekrar yeterli miktarda kan alır ve sauna kullanıcısı birkaç dakika içinde bilincini geri kazanır. Ancak bu durum hafife alınmamalıdır ve bayılan kişi dikkatlice gözlemlenmelidir. Bayılma, kendi başına acil tedavi gerektiren bir durumun sonucu olabilir. Ayrıca düşme, kesiklere, morluklara, kırıklara ve en kötü durumda beyin hasarına yol açabilir. Deneyimli bir sauna kullanıcısı bile ani bir bayılmayla karşılaşabilir. Ancak birçok kişi bu durumdan önce uyarı işaretleri yaşar. Bayılmadan önce mide bulantısı, görme değişiklikleri, baş dönmesi, dizlerde zayıflık veya dalgalı bir gemideymiş hissi gibi belirtiler görülebilir. Çoğu zaman, bu durum sıcak odadan çıktıktan hemen sonra en kötü hale gelir. Eğer bu belirtileri yaşıyorsanız, oturun veya mümkünse uzanın. Eğer başka bir şey yapamıyorsanız, yere yatın ve yardım istemekten çekinmeyin. Pozisyona bağlı kan basıncı düşüşünün kesin bir tedavisi yoktur. Sauna kaynaklı bu kan basıncı düşüşüne karşı alınabilecek en iyi önlem, daha az sauna süresi ve daha
az “löyly” (buhar) kullanımıdır. Sauna bankında ayaklarınızı yukarı kaldırarak uzanmak yardımcı olabilir, ancak bu pozisyondan ayağa kalkmak oturma pozisyonundan kalkmaktan daha zordur ve saunadan hemen sonra durumu kötüleştirebilir. Uzun bir sauna seansı sırasında, sıcak odadan çıktığınız molalarda su içerek vücudu nemli tutmayı unutmamalısınız. Özellikle yeni bir ilaç kullanıyorsanız, özellikle de tansiyon ilacıysa, bu ilacın ve sıcaklığın vücut üzerindeki etkilerini dikkatle gözlemlemelisiniz. Düşük tansiyon belirtileri fark ettiğinizde, bir doktora danışmanız çok önemlidir.
Sauna ve Kalp Yetmezliği
Kalp yetmezliği, örneğin bir kalp krizi nedeniyle kalp hasarlandığında veya yüksek tansiyon kalbi zayıflattığında,
kalbin vücuda yeterli miktarda kan pompalama gücüne sahip olmaması durumunda gelişir. Kalp yetmezliği bir
hastalık değil, bir dizi belirtidir. Belirtiler, nefes darlığı, küçük fiziksel aktivitelerden bile kolayca yorulma ve bacaklarda şişliktir.Sauna banyosunun kalbin iş yükünü artırdığı düşünüldüğünde, bu durum kalp hastalığı olan bir kişi için zararlı olabilir gibi görünebilir. Ancak, başka bir açıdan bakıldığında, saunadaki genişlemiş kan damarları nedeniyle kan akış direnci azalır, bu da kalbin vücudun farklı bölgelerine kan taşıma görevini kolaylaştırır. Kalp hastalığı olan hastalar için sauna banyosunun çeşitli fayda ve zararları arasındaki denge birçok kez
incelenmiştir. Bu çalışmalar, saunanın kalp yetmezliği semptomlarını hafifletebileceğine dair bazı göstergeler
sunmuştur. Ancak, araştırmalara katılan hasta sayısının çok küçük olması, güvenilir sonuçlara ulaşmayı zorlaştırmıştır. Sonunda, uluslararası bir işbirliği projesi, metodolojik olarak benzer tüm çalışmaları bir araya getirdi ve bu sayede araştırma yapılarına benzerlik gösteren bulgular tek bir bütün olarak ele alınabildi. Bu yaklaşıma meta-analiz denir. Meta-analiz tabanlı sonuçlar genellikle güvenilir kabul edilir. Başlangıçta 1.444 çalışma vardı, bunlardan sadece 7’si nihai analize dahil edilmiştir. Bu 7 çalışmada toplamda yaklaşık 500 hasta yer alıyordu ve bu hastaların hastalıkları orta şiddetteydi. Bu hastalar, 15 dakika süreyle 140ºF (60ºC) sıcaklıkta ısınan infrared radyasyon tedavisi almışlardır. Ardından hastalar, 30 dakika boyunca sıcak battaniyeler altında dinlenmeye alındılar. Bu tedavi, haftada beş gün, dört hafta boyunca tekrarlandı. Sıcaklık, bu kalp yetmezliği hastaları için uygun bir şekilde işledi. Kalp boyutları küçüldü, bir kalp atışıyla pompalanan kan hacmi arttı ve kalp yetmezliğine duyarlı olan tuz içeren hormon seviyesi kan dolaşımında azaldı. Ne yazık ki, bu tür birleşik analizler, geleneksel bir Fin saunasıyla ilgili yapılmamıştır. Ancak, vücut ısısı, yukarıda bahsedilen ısınma tedavisindeki gibi artmaktadır ve
bu nedenle belirli bir dikkatle, bu bulguların geleneksel sauna ile de uygulanabileceği düşünülebilir.
Semptom hafiflemesinin mekanizması iyi bilinmemektedir. Sauna, kan basıncını düşürdüğü, kan damarlarının iç yüzeyindeki hücrelerin işlevlerini iyileştirdiği (endotelyal hücreler) ve damar duvarlarının sertliğini azalttığı anlaşılmaktadır. Tüm bu olaylar, yorgun kalbin iş yükünü hafifletebilir. Orta şiddette kalp yetmezliği olan kişiler için sauna, rahatlama sağlıyor gibi görünse de, bu durumda olan kişilerin yine de dikkatli olması gerekmektedir. Çünkü kalp yetmezliği her zaman ciddi bir hastalık olduğundan, tedaviye başlanmadan önce mutlaka bir doktora danışılmalıdır.

ULUSLARARASI SAUNA DERNEĞİ (ISA) YÖNETİM KURULU BAŞKANI RİSTO ELOMAA