21:15
22 Eylül 2024
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), su ile ilgili sağlık riskleri nedeniyle su içinde bulunabilen 200’ü aşkın madde için referans değerler yayınlamıştır. Bu değerler Türkiye’de de olduğu gibi diğer ülkelerin hidrojeolojik koşulları ile bir araya geldiğinde spesifik limit değerlerin tanımlanmasına temel oluşturmaktadır. İşte bu sebeple su, hem Türkiye’de hem de dünyanın birçok ülkesinde çeşitli kanun, sınırlama ve standartların temel konusu olarak göze çarpmaktadır. Bu standartlar ve sınırlamaların çoğunu analiz edebilecek gelişmiş özelliklere sahip Lovibond, Rank Teknoloji güvencesi ile su analiz cihazları ve renk ölçüm sistemleri konusunda 20 yılı aşkın süredir çevreye, insan sağlığına ve kullanıcılarına verdiği önemi göstererek 135 yıllık Lovibond tecrübesini paylaşmaya devam etmektedir.
Su güvenliği zincir halkası gibidir. Bu halkaları koruduğumuz sürece önce yüzme ve SPA havuzu kullanıcılarının sağlığını, ardından işletmelere su tasarrufu sağlamanın yanı sıra dezenfeksiyon için gerekli olan ekstra maliyetlerden de korumaktadır.
Rank Lovibond Türkiye’nin yüzme ve SPA havuz işletmeleri ile paylaşmaya devam ettiği makale serisinin ikinci kısmında ana arıtım prosesleri başlığı altında; filtrasyon ve filtre geri yıkaması-nasıl çalışır, ne işe yarar ve nedenleri, çökelme-nasıl çalışır ve neden gereklidir, mevcut çökelme türleri, su dezenfeksiyonun amacı işlenecektir. Önceki sayıda “Yüzme Havuzu Su Arıtım İşleminin Temel Gereksinimleri” başlığı altında su sirkülasyonu-basit havuz yerleşim şeması, debi-devir süresinin tarifi, filtrasyon ve sirkülasyonun önemi, seyrelti-tatlı su ilavesi konuları detaylarıyla yer almıştı.
Filtrasyon;
Filtrenin esas amacı, sudaki partikülleri ve döküntüleri çıkarmaktır. Su berraklığını korumak için askıda kalan katıları mikron altı parçacıklara kadar süzer. Çözünmüş tuzları ortadan kaldırmaz ve mikro organizmalara müdahale etmez.
Filtre için en temel malzeme kumdur. Kum, kullanımı 100 yılı aşkın süredir kanıtlanmış olduğundan, birçok büyük havuz tasarımcısı tarafından hâlâ tercih edilmektedir.
Diğer filtre türleri ise; Kaset filtre, Zeolit minerali, İnce silisli toprak ve Dolomitik filtre malzemesidir.
Kaset filtre, silindirik bir tambur içindeki merkez çekirdeğe bağlanmış kıvrımlı bir forma sahip, bükülerek bağlanmış polyester gibi sentetik bir kumaştan üretilen bağımsız bir birimdir. Bu yapısı sayesinde çok küçük ve sınırlı bir alanda filtreleme için geniş bir yüzey alanı sağlar. Bu tip filtreler genelde sadece küçük havuzlarda kullanılır.
Kum ve zeolit filtrelerde ise; su, basınç altında malzemenin içinden geçirilir. Küçük partiküller, keskin kenarlı ortamdan geçerken üst katmanlardan başlayarak boşluklarda tutulur.
Zeolit malzemesi, amonyağı emmesi, iyi su berraklığı vermesi ve kimyasal malzeme masrafından tasarruf sağlaması nedeniyle kuma göre daha çok tercih edilmektedir.
İnce silisli toprak filtrede yerçekimi, vakum veya basınç işlemi gerçekleşir. Gözenekli çantalar genelde basınç altında bir kaba yerleştirilir ve ince silisli toprak sisteme girerek gözeneklere yerleşir. Su, emprenye gözeneklerden geçer ve döküntüler eskisi gibi toplanır.
Dolomitik filtre malzemesi havuz suyu ile alkali reaksiyona girer ve özellikle dezenfektan olarak klor gazı kullanıldığında pH’ı dengelemek için kullanılır. Bileşiminden dolayı, suda sertliğini artıran kalsiyum ve magnezyum bikarbonat birikimi gerçekleşir. Bu birikim, pH dengelemesine katkıda bulunur. Bu proseste, dolomitik malzeme yavaşça kullanılır ve bu nedenle uygun sürede filtredeki seviyesinin tamamen doldurulması gerekir. Derinlik seviyesi genelde kumun üstünde yaklaşık 40 cm (15 inç) kadar olmalıdır. Filtrede Dolomitik Ortam kullanılıyorsa, havuzda Hipoklorit kullanılmamalıdır.
Böyle bir filtre ortamının avantajı, sudan demir ve manganezi filtreleyebilmesidir.
Çökelme;
Koloidal veya askıda kalmış malzemeler filtre yatağında tutulmayabilir, ancak havuzda dolaşmaya devam ederek suya bulanık bir görünüm verir ve yüzen kişiler için görünürlüğü azaltır. Rüzgâr ve yağmur gibi etkenlerin etkisine bağlı olarak bu problemin açık havadaki havuzlarda ortaya çıkması daha muhtemeldir. Havuz suyu toz, alg, spor, böcek ve toprak, çakıl gibi ayakla taşınan malzemelerin yanı sıra rüzgârla savrulan döküntüleri tutmaya eğilimlidir. İnce dağılmış bu maddeleri uzaklaştırmak için bir topaklaştırıcı kullanılması gerekir. Topaklaştırıcı, havuz suyuna eklenen ve partiküllerin bir araya gelerek filtre ortamı tarafından tutulmasını ve sudan atılabilecek kadar büyük partiküller (topaklar) haline gelmesini sağlayan bir kimyasaldır.
Popüler topaklaştırıcılardan bazıları aşağıda gösterilmiştir:
ALUM - (Alüminyum Sülfat)
PAC - (Polialuminyum Klorür veya Alüminyum Hidroksiklorür)
PASS - (Polialuminyum Sülfo Silikat)
SODYUM ALÜMİNAT
DEMİR III KLORÜR HEKSAHİDRAT
DEMİR III SÜLFAT
Kimyasal olarak tamamı hidrolizle jelatin formunda bir çökelti oluşturarak benzer şekilde davranırlar. Alüminyum bazlı bileşikler 6.5 ile 7.2 arasındaki pH seviyelerinde ve 6.5 ile 7.5 arasındaki demir tuzlarında en verimli şekilde çalışır. Demir tuzları ise suda boyanmaya neden olabilecek bir demir kalıntısı bırakabilir. Bu nedenle demir tuzları artık büyük oranda kullanılmamaktadır. En yaygın kullanılan topaklaştırıcılar, PAC ve PASS gibi polielektrolitlerdir. Filtrelenemez su bulanıklığına genelde negatif yüklü parçacıklar neden olduğundan, bu polielektrolitler katyoniktir ve parçacıkları çekerek topak boyutunda artışa neden olur.
Katyonik polielektrolitler, aşağıdaki gibi özellikleri nedeniyle ek avantajlar sunar.
Popüler İçerikler
Yüzme Havuzlarındaki Son Trendler Neler?
21 Apr 2025
Poolmate Türkiye, Teknoloji ve Konforu Birleştiren Ürünleriyle Hem Verimli Hem de Kesintisiz Bir Havuz Bakım Deneyimi Sunuyor
Poolmate Türkiye, Teknoloji ve Konforu Birleştiren Ürünleriyle Hem Verimli Hem de Kesintisiz Bir Havuz Bakım Deneyimi Sunuyor
02 May 2025
Yeni Nesil Gizli Kanal Porselen Havuz Tutamakları: SUPERSTONE
03 Feb 2025
Dergimize reklam vermek ister misiniz?
Markanızın tanıtımını yaparak sektördeki yerinizi sağlamlaştırın
Şimdi İletişime Geçin